Sınırları Aşmak

11 Ocak 2024

Sınırlarını Yıkabilen İnsanların Ortak Özelliği

Bugün ki paylaşımım da Sinan Canan Hocanın, İnsanın Fabrika Ayarları adlı kitabından bir bölüm sunmak istedim.

Sınırları aşmak derken bahsettiğimiz kişiler, doğumundan itibaren çevresi tarafından “sen” diye kodlanmış “benlik sınırlarını” genişletebilen, aşabilen ve yeni benlikler inşa edebilen insanlardır. Büyük başarılara ulaşmış insanların birçoğu benlik sınırlarını esneterek evrenin potansiyellerine kendilerini açmış ve akışta kalmayı başarmıştır. Burada akışta olmak kavramı önem kazanır.

Bir insanın deneyimli olduğu bir konuda yeni bir zorluk düzeyiyle karşılaştığında yaratıcı çözümler üretebilmesini sağlayan, zaman ve benlik algısının geride kaldığı o garip zihin haline “akış” denmektedir. Bu akış halinin ortaya çıkması için bazı şartlar vardır:

Yetiştirilme ortamı: Çocuğun zorlu işlere göğüs gerebilmesi için cesaretlendiren bir anne modeli, bu tip başarılar gösteren insanların birçoğunda dikkat çekmektedir.

Konfor alanı dışına çıkma alışkanlığı: Bu tip insanlar kendi rutin hayatlarından çabuk sıkılarak yeni arayışlara ve meydan okumalara açık oluyorlar.

Motivasyon: Neredeyse hayat boyu kesintisiz süren motivasyona sahipler.

Tecrübe biriktirmek: Akış, yalnızca deneyim elde edilmiş alanda ortaya çıkan bir durumdur.

Risk almak: Akışı tetikleyen en önemli etkenlerden biri, girişilen işin ortaya koyduğu riskli alan ve bunun heyecanıdır.

Karmaşık sorunlarla uğraşmak: Akışın oluşabilmesi için yapılan işin sürprizlerle dolu ve girift bir görev olması gerekiyor.

Aylaklık: İnsan zihninin özel bir işle uğraşmadığı aylaklık hallerinde devreye giren Varsayılan Durum Şebekesi modu, zihnimizin verilerinin düzenlenip toparlanmasını sağlıyor. Bu sebeple bu tip boş zamanlar yaratmadan, zihinsel süreçlerin sağlıklı şekilde çalışması pek mümkün olmuyor. Büyük başarılar kazanmış kişilerin zaman zaman hiçbir işleri yokmuşçasına aylaklık ettiği dikkatimizi çekmektedir.

Tevazu: Kibir halinde olan bir kişinin öğrenme kanalları kapanabiliyor. Tevazu haline giremeyen insanda gelişimin durmaya başlaması bu sebeple muhtemel oluyor. Büyüklerimizin “Büyük görünme, küçülürsün.” uyarısının bu anlamda sinirbilimsel bir gerçekliği olduğunu söylemek mümkün.

Özetle, sıra dışı işler becerebilmemiz için gerekli olan Akışa geçme, ancak belli kişilerde ve durumlarda ortaya çıkıyor. Ayrıca akış için, bolca deneyimli bir alanda yeni bir zorluk seviyesiyle karşılaşmamız gerekiyor. Kendi akışımızı tetiklememiz için vaktin nasıl geçeceğini anlamadığımız bir iş bulup onda derinleşebiliriz.

Bunun yerine yapmaya zaman bulamadığımız ve keyif alacağımızı düşündüğümüz faaliyetlere akış gözüyle bakarak da sınırları aşma deneyimi yaşayabiliriz. Belki hepimiz sıra dışı başarılara imza atamayacağız, fakat akışta hissedip sınırları aşma deneyimleriyle hayatımızı doldurduğumuzda da gayet verimli ve doyumlu bir hayat yaşayabiliriz.

Herkese güzel bir gün dilerim.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir