Gündeme Dair – 3 Dakikalık Okuma 

Bu hafta gündeme dair köşemde neler var gelin önce konu başlıklarına göz atalım. 

  • Hoca’nın biri çıkmış demiş ki, “kasko haramdır” sakın yaptırmayın. 
  • Kredi derecelendirme kuruluşlarının not artırımı sonrası ekonomik göstergeler ve beklentiler üzerine 
  • Dönün şu yanlıştan, bu inat niye. Öldürme diyor Yaradan. 

Hadi başlayalım…


Hoca’nın biri çıkmış diyor ki” kasko haramdır” kasko yaptırmayın. Bol dua yeter, devletin ön gördüğü zorunlu trafik poliçesi yeter diyor. 

Bunu bir fıkra ile anlatmak istiyorum. Adamın biri “Kurban” konusunu anlatıyormuş:

“Çocuğu olmayan Hazreti Davut, Allah’a dua etmiş ve ’Yarabbim bana bir kız çocuğu ver, onu sana kurban edeyim’demiş… Dua tutmuş; Davut, kızının adını Ayşe koymuş… Gel zaman git zaman, çocuğun kurban edileceği zaman gelmiş. Hz. Davut kızı yatırmış, tam boğazını kesip kurban edecekken Azrail gökten bir keçiyle çıkagelmiş ve ’Kızı bırak, al bu keçiyi kurban et’ demiş…”

Dinleyenlerden biri dayanamamış: 

“Yahu bunun neresini düzelteyim… Hz. Davut değil Hz. İbrahim, kız değil erkek, Ayşe değil İsmail, Azrail değil Cebrail, kurban edilen de keçi değil koç olacaktı!”

Neresini düzeltelim ki!

Gerçekten bazen bu cehalet ile baş etmek, bırakın baş etmeyi yorum yapmak, nefes tüketmek öyle ağrıma gidiyor ki. Garip şekilde ben utanıyorum bazen kelime sarfetmeye. Ama sussak doğru bildiklerini düşünecekler bu daha ağır. 

Hocama sorsam, devletin zorunlu yapmasa yaptırmayacağın trafik poliçesi için olaki hasarlık bir durumun olursa zaten günah mantığı ile o poliçeden ödeme isteme olur mu? Cebinden yaptır zarar ve hasar ne ise. 

Üşenmedim biraz araştırdım , aynı hocam çalışmaya gerek yok’ Rabbim, Vaka suresini oku çok zengin olursun diyor, demiş. Yan gelip yatabiliriz yani dostlar. Sahi niye çalışıyoruz ki? 

Rızkınıza kefilim demiş, hocam onu zenginliğinize de kefilim olarak çevirmiş. İsteği o sanırım hocamın. 

Üzülüyorum ki, binler onbinler koşulsuz tabi. 

Geçtiğimiz hafta çok kritik bir not artırımına şahit olduk. Geldiğimiz noktada 3 büyük derecelendirme kuruluşu da kredi notlarımızı B+ ve B1 seviyelerine yükselterek not görünümlerimizi ise pozitife çekti. Piyasada iyimser bir hava kağıt üzerinde olsa da hissedilen pek öyle değil. Merkez bankası rezervi 154 milyar dolar seviyesine yükselip tüm zamanların rekorlarını kırsada gidişat çok iç açıcı değil. 

Nihai tüketici ve halk gözüyle diyorum ki çarşı pazarda büyük sıkıntı var. Baz etkisi ile her geçen gün insanlar daha da zorlanıyor, alım gücü çok düştü ve hissedilen enflasyon nedeniyle daha da zor zamanlara giriyoruz. Bu kışın şimdiden nasıl geçeceğini hem merak ediyorum ve büyük bir kesim için ciddi endişelerim var. 

Geçen hafta içi İş Bankası Genel Müdürü Sayın Hakan Aran bir açıklama yaptı. Açıklamanın satır başlarına bir bakalım. 

Sayın Aran diyor ki, ödenmeyen kart borçları tam 2 kat arttı. Kemerler fena halde sıkıldı. 

Hükümet kanadının temenni şeklindeki yorumlarının tersine sadece bu sene sonu değil, 2025 yılının sonuna kadar kemer sıkmanın devam edeceğini ileten sayın Genel Müdür gidişatın daha da zorlaşacağını belirtiyor. 

Yıl sonu enflasyon beklentisinin %45 olacağını belirten Aran, Türkiye’nin gerçek anlamda pandemiden 2027 yılında çıkacağını ifade etti. 

Ben bunları yazarken tüylerim diken diken oldu. Tedirginliğim biraz daha arttı. Bu yıl sonunu görelim ferahlarız derken nereden çıktı bu 2027. 

Lakin gerçek bu, gösterilen şekilde bir ılımlı hava yok. İnsanlar kemer sıkmıyor Şuan, zaten yok yok. İnsanlarda özellikle dar ve orta kesimde cephane kalmadı. 

Bu haftanın gündeme dair son konu başlığım, hayvanların uyutulma mevzusu. 

Yapmayın bu işi böyle çözemezsiniz. Bu en başta günahtır, katliamdır. Sonra ekolojik dengeyi bozmaktır. Her canlı doğanın bir parçası ve hayvanlar, Allahın bize emanetidir. Bu işin çözümü bu değil. 

Bu hafta mecliste bu yasa tasarısının görüşülmesi dahi ayıptır. Halkın istediğini yapıyoruz naraları atılıyor, hangi halk? 

Kim sizlerden bunu istedi, kim dedi? 

Geçen hafta paylaşımımda yer verdiğim ayet ile sözümü bitiriyorum. 

En’âm Sûresi 38. ayet der ki: “Yeryüzünde yürüyen hayvanlardan ve gökyüzünde iki kanadıyla uçan kuşlardan ne varsa hepsi sizin gibi birer topluluktur.”

Hayvanlar da tıpkı bizler gibi yeryüzünün sakinleridir. Onların da yaşama, korunma, barınma gibi temel hakları olduğunu unutmayalım. Varlık âlemine sevgi, şefkat ve ibret nazarıyla bakalım. Hiçbir canlıyı incitmeyelim. 

Kuranı Kerim’de diyor ki, öldürme, yaşama hakkını elinden alma. 

İyi haftalar. 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir