İyiye Odaklanın

Bugün ki paylaşımım aslında bir alıntı. Okuduğum bir kitabın bir bölümünde şu çok güzel satırlara denk geldim. 

Rick Hanson’un, Sadece Bir Şey adlı kitabında iyiye odaklanmak ve beynimizdeki olumsuz düşüncelerin bizi nasıl geriye götürdüğüne dair neler anlatılmış gelin birlikte okuyalım. 

Bilim insanları, beynimizde bir olumsuzluk önyargısı olduğuna inanırlar. Bu önyargı, taş devri koşullarına göre tasarlanan insan beyninin milyonlarca yıldır geçirdiği evrimin sonucudur. Bu olumsuz önyargıların ne kadar baskın olduğuyla ilgili araştırmalar şu sonuçlara varmıştır:

  • Beyin olumsuz bir uyarıcıya, eşit yoğunluktaki olumlu bir uyarıcıdan daha fazla tepki gösterir.
  • Biz dâhil tüm canlılar, tipik olarak zevkten ziyade acı yoluyla daha iyi öğrenirler.
  • Acı veren deneyimler genellikle zevk veren deneyimlerden daha akılda kalıcıdır.
  • Çoğu insan sahip olduğu şeyi kaybetmemek için, aynı şeyi kazanmak için gösterdiği çabadan daha fazla çaba gösterir.

Örneğin gün sonunda en çok neyi düşünürsünüz? Yolunda giden bir sürü şeyi mi yoksa çok kötü gitmiş tek şeyi mi? Öğle yemeğinden sonra içtiğiniz kahveden aldığınız keyfi mi hatırlarsınız yoksa dönüş trafiğinde önünüze haksız yere çıkan sürücüye ne kadar sinirlendiğinizi mi? Olumlu deneyimler beyinden kayıp giderken, olumsuz deneyimler adeta yapışır kalır. Bu da içinizde var olan duyguları, inançları, beklentileri ve ruh halini yani örtük belleği, giderek daha olumsuz bir yöne kaydırır. Örtük bellekte biriken olumsuz deneyimler de doğal olarak kişiyi daha sinirli, kaygılı ve üzgün yapar. Aynı zamanda kişinin başkalarına karşı anlayışlı olması da giderek zorlaşır. Ama bu önyargıyla yaşamaya teslim olmak zorunda değilsiniz. İyiye odaklandığınızda, olumlu deneyimler bir süzgeçten akan su gibi sızıp gitmek yerine beyninizin derinliklerindeki örtük bellekte birikerek güçlenir.

Nasıl

Güzel gelişmeler, sizi iyi hissettiren her türlü olayı kapsar. Örneğin e-mail kutunuzdaki tüm mailleri cevaplamak veya bir iltifat almak gibi… Bunlar çoğunlukla çok ufak gibi gözükse de bu, gerçek olmadıkları anlamına gelmiyor. Yani bu deneyimlere odaklanarak pembe gözlük takıp kendinizi kandırmıyorsunuz, tam tersine, bir gerçekliğe odaklanmış oluyorsunuz. Böyle durumlarda iyi hissetmenize izin verin. Birkaç saniye bu olayın keyfine varın ve bunu bir deneyime dönüştürün. En ufak bir olumsuzluğa ne kadar uzun zaman üzüldüğünüzü düşünün ve bu zamanın aynısını güzel deneyimler için ayırın. Farkındalığınızı ne kadar uzun sürdürürseniz, güzel gelişmelerin duygusal uyarıcılığı da o kadar uzun olur böylece örtük bellekteki izi de o kadar güçlenir.

Güzel bir hafta kapanışı diliyorum.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir