Gündeme Dair – 3 Dakikalık Okuma 

Her Pazar olduğu gibi bu hafta da gündeme dair köşemde, geçtiğimiz hafta yaşanan ve önemli olan konuları kaleme aldığım yazım ile karşınızdayım. 

Geçtiğimiz hafta bizi derinden etkileyen ve ülkemize yasa boğan Tusaş saldırısında hayatını kaybedenlere bir kez daha Allahtan rahmet, yakınlarına ve ülkeme başsağlığı diliyorum. Terörü bir kez daha lanetliyorum.

Bölemeyeceksiniz bizi, başaramayacaksınız. 

Hafta içi Tusaş saldırısı için uzunca bir yazı kaleme aldığımdan bir kez daha yaralarımızı açmamak adına tekrardan uzunca bir yazı yazmak istemedim. 

Bu hafta gündemde neler var haydi birlikte bakalım. 

  • Fitch’ten Türk Bankaları için Olumsuz Rapor 
  • Niye Reddettiniz Önergeyi
  • Asgari Ücreti Konuşmayacakmışız

Fitch’ten Türk Bankaları için Olumsuz Rapor 

Fitch Ratings, son çeyrek Türk Bankası Veri Gözlem raporunda, Türkiye’deki sıkı para politikasının bankacılık sektörünü nasıl etkilediğine dair kapsamlı bir değerlendirme sundu. Raporda, yüksek faiz oranları ve düzenlemelerin getirdiği kısıtlamalar nedeniyle bankaların kar marjlarının sıkıştığı vurgulandı.

Türk bankacılık sektöründe yüksek Türk Lirası Mevduat faizleri ve aylık kredi büyümesi sınırlamaları hem fonlama maliyetlerini hem de hacimleri baskı altında tutarken, teminatsız bireysel kredilerden kaynaklanan takipteki alacak girişlerindeki artışın ılımlı bir şekilde devam ettiği belirtildi.

Yeri gelmişken ve konumuz bankacılık sistemi olunca son bir yıl kredi kartı kullanımları ve takibe düşen kredi, kredi kartları ile ilgili bilgi vermek istiyorum. 

Son bir yıllık Türkiye Bankalar Birliği raporuna istinaden, geçen yıla kıyasla kredi kartı risklerinin yüzde 70 oranında arttığını, toplam kredi kartı kullanımının en son Ağustos ayında 1.7 trilyon ile Cumhuriyet Tarihi rekoruna ulaştığını görüyoruz. 

Geçim sıkıntısı ve daralan ekonomi sonucunda halkın çözümü kredi kartlarında bulması kaçınılmaz oldu. Ekonomik sıkıntılarla birlikte son yapılan çalışmaya göre takibe düşen kredi ve kredi kartı dosya sayısı 7 milyon artarak toplamda 23 milyon icra dosya sayısına ulaşıldı. Tablo korkunç. 

Niye Reddettiniz Önergeyi

Daha yakın zaman içinde gündeme geldi Yenidoğan Çetesi. Bir sürü rezillik ve utanmazlıklarla dolu belki de uzun yıllardır devam eden iğrençlikler tablosu hani. İnsanın kanını donduran, insanlıktan utandıracak cinsten kepazelik. 

Oralardan elde edilen paraların kursaklardan nasıl geçtiğini geçtim, bunu yaparken vicdan denen, merhamet denen o duygulardan nasıl mahrum kalındığı idi mesele. 

Nasıl bir ortam, nasıl bir dünya aklım almıyor. Kendimden artık utanır oldum. 

Bu mesele hala hafızalarda yerini korurken, yakın zamanda meclise Yenidoğan Çetesi için önerge verilip konunun araştırılması istendi. Tahmin edin ne oldu? Aynen pek tabi ki bu araştırma önergesi reddedildi. Peki neden? 

Asgari Ücreti Konuşmayacakmışız

2025 yılı yaklaşırken asgari ücretin yeni yıldaki tutarının ne olacağı büyük merak konusu. Konuya ilişkin değerlendirmelerde bulunan Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, asgari ücretin konuşulmamasını istedi. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan ise asgari ücretin ekonominin genel istikrarına zarar vermeyecek bir düzeyde belirleneceğini söyledi.

Olur konuşmayalım, zaten o kadar konuşulacak konu var ki, bunu da konuşmayalım. Sahi insanlar zevk alıyor ya. Kendilerini geçim derdi içinde göstermekten hoşlanan biziz, çoluğuna çocuğuna istediklerini alamadıklarını söylerken aldıkları hazzın tarifi yok. Ev kirasını ödeme için günde 2 işte çalışmak zorunda olmak özel hobiler arasında. 

Tamam asgari ücreti konuşmayalım, ülkeyi bu hale getirenler konuşsun diyoruz. Ama bakın daha iki bakan dahi aynı şeyi konuşmuyor. Biri diyor konuşulmasın bu ülkeye zarar veriyor, diğeri diyor ki, gereken yapılır. Anlıyorum sizi.

Peki biz onu konuşmuyoruz, zaten ne yapacağımıza karar verenler var, ne yiyeceğimize, nasıl giyineceğimize, nasıl konuşacağımıza, kiminle gezeceğimize. 

O halde şunları konuşalım. 

Adalet için neler yaptık?

Özgürce düşünme ve insan hakları ülkemizde ne düzeyde?

Eğitimde hangi sistemi kullanıyoruz? Öğrenciler  yarınından neden umutsuz? 

Sağlıkta ticarethane mantığına ne zaman geldik? Canımız kimlere emanet( işini onuru ile yapanları tenzih ederek ve özür dileyerek)

Biz sormayalım tamam da sonuç gelecek mi? 

İnsanlar geçinemiyor ve soruyor, vatandaş yarınından umutsuz ve tedirgin, soracak. 

Hani seçim zamanı türlü vaatlerle bizi seçin dediğiniz insanların, sordukları sorular ve bakın yanlış yapıyorsunuz söylemleri neden rahatsız ediyor? 

Düşüncesi, partisi veya siyasi kimliği ne olursa olsun, seçimle gelen kişilerin yeri geldiğinde bu halka, kendini seçen halka açıklama yapma mecburiyeti var. 

Ha, olay asgari ücret meselesinin üstüne çıkalı çok oldu. Olay asgari ücrete yapacağınız, yüzde 40-50 zam olayından çıktı. Olay insanların refah içinde yaşama meselesi, yarınından duyduğu kaygı, ifadelerini kimseye hakaret etmediği sürece özgürce söylemesi, suçlunun cezasını çekmesi, çocuğunu eşit şartlarda okutması, sağlıkta içinin rahat etmesi. Diyeceğim o ki, asgari seviyede yaşam koşullarının oluşması. Sadece asgari ücret değil mesele. 

Güzel bir gün dilerim.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir