Gündeme Dair – 3 Dakikalık Okuma

Pazar klasiğim olan Gündeme Dair 3 Dakikalık Okuma Köşem ile, bu hafta kalemimden çıkanları yine sizlerle paylaştım. 

Bakalım bu hafta ülke gündeminde neler vardı. 

Bu hafta konu başlıklarını ayrı ayrı ele almayacağım, ülkemdeki biraz gariplikler ve yaşanan realiteleri bir puzzle gibi bir arada sunmak istedim. 

Haydi başlayalım. 

Yıl sonu geldi çattı, yeni bir yıl, yeni umutlar, yeni beklentiler, yeni istekler. Herkesin bir isteği veya hayali var. 2024 yılından daha zor bir yıl olacak 2025 yılı için, çoğu kişi çok fazla anlam yüklemeye başladı bile. 

Peki nasıl bir yıl olacak 2025. Bir kere istendiği seviyede düşmeyen enflasyon ve baz etkisi ile fiyatlar genel seviyesi yüksek seyretmeye devam edecek. Alım gücü zorlanacak, dar gelirli veya sabit maaşlı hanelerde yine üstün matematiksel taktiklerle dolu bir yıl olacak. 

Buradan tüm uzmanlar bas bas bağırdı, bende aynı düşüncedeyim. Asgari ücret tek başına hatta neredeyse kesinlikle enflasyonu tetikleyen bir unsur olmaz. Sorarım aksini düşünen kesime. Asgari ücreti 1 yıldır artırmadınız, peki hala neden enflasyonu yıl başında belirlediğiniz, sonra defalarca revize etmenize rağmen istediğiniz seviyede bitiremediniz? Yıl sonunu 44 seviyesinde bitireceksiniz ki, hissedilenden bahsetmiyorum bile. Tabi bu işin birde işveren tarafı var ki, umut ediyorum ki her iki tarafı da orta kararlılıkta mutlu edecek bir karar çıkar. 

Ekonomi yönetimi son 1 yıldır epey güzel adımlar attı oysa ki, ama zamana ihtiyaç var illa ki geri gelecek enflasyon. Bazı adımlardan geri durmadan devam edilmesi gereken şeyler var. Lakin bir çok döngü var. Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşları artırma diyor %30 dan fazla, iktidar eleştirilerden bunalmış ve olası kaybettiği oy oranlarını düzeltmek adına kara kara düşünceli. Ekonominin patronu attığı adımdan taviz vermek istemiyor, öncelikli düşündüğü düşürülmesi gereken enflasyon ve fiyatlar genel seviyesinin geri gelmesi. Zor bu denklem çok zor. Ha bu arada bir ara enflasyon gerçeğini kabul edip büyük kağıt banknot basarsanız harika olur. 

Aralık ayında olası beklenen faiz indirimi zor görünüyor, enflasyon en azından %40 bandının altında kalsa 2,5 seviyesinde bir indirim yeni yıl öncesi umutları taze tutabilirdi. Bakalım artık. 

Lakin bankalar uzun vadeli mevduat faizlerinde faizleri 40 bandının altına çekmeye başladı bile. 

Yeni yıl öncesi dikkatimi çeken bir diğer husus ise, koca koca Spor kulübü başkanlarının birbirlerine yönelik acımasızca yaptıkları eleştiriler. Hatta öyle hale geldi ki, herkes birbirine hakaret ediyor. Yani anlamıyorum amaç medyatik olmak ise, bana ilgi çekici gelmiyor. Toplumu germekten, kutuplaştırmaktan başka bir şey olmaz bu hareketler. Bir Allahın kulu aklı Selim biri çıkıp ya artık susun demiyor. Spor bu ya, top en nihayetinde. İzliyoruz, keyif alıyoruz, seviniyor veya üzülüyoruz hepsi bu. Nedir insanlarda biriktirdiğiniz bu nefret tohumları. Başarı veya başarısızlıklarınızı karşı tarafa hakaret ederek, bağırarak, çağırarak veya tehdit ederek kapatamaz veya taçlandıramazsınız. Vazgeçin artık insanları germekten. İşin sonunda biri şampiyon oluyor, o şampiyonluk ne ilk ne de son olacak. Hayat bu kadar kaos için, bu denli kavga patırtı için oldukça kısa. 

Şarkıda diyor ya, 

“Oluruna bırak, her neyse geçer,

Hayata zulmedip üzülmeye mi değer?”

Güzel bir hafta diliyorum hepimize. 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir