Kadın olmak, bazen sabaha karşı uyanıp bir bebeği sevgiyle kucaklamak, bazen de aynı saatte yorgun gözlerle işine yetişmeye çalışmaktır. Kadın olmak, güçlü görünmek zorunda kalırken içten içe kırılmaktır.
Hayatın yükünü omuzlarında taşıyan, sesi kimi zaman duyulmayan, emeği görünmeyen, fedakarlıkları olağan kabul edilen kadın.
Oysa her başarıda onun alın teri, her mutlulukta onun emeği vardır. Sadece bir anne, eş, kız evlat değil; aynı zamanda bir doktor, bir öğretmen, bir işçi, bir liderdir.
Kadın, dünyayı güzelleştiren renktir. O olmazsa şefkat eksik kalır, o olmazsa direnç eksik kalır. Ama ne yazık ki kimi zaman suskun bırakılır, bastırılır, yok sayılır. Oysa bir toplumun gerçek yükselişi, kadının hak ettiği değeri görmesiyle mümkündür.
Bugün, 8 Mart. Sadece bir kutlama değil, bir hatırlatma. Kadınların hakkını, emeğini, hayallerini ve umutlarını unutma günü değil, onları yüceltme günüdür. Çünkü kadın, hayatın ta kendisidir.
Atamın dediği gibi, şuna inanmak lazımdır ki, dünya üzerinde gördüğümüz her şey kadının eseridir.
Tüm kadınların günü kutlu olsun.