2 yıldır ilmek ilmek dokunarak ülke olarak ağır ekonomik bedeller ödeyerek, Şubat 2025 dönemine gelmiştik.
Merkez Bankası, eski süreçte olan hükümet baskısından sıyrılmış olmanın gücünü büyük ölçüde kullanarak ivmeyi olumluya çevirmek için çaba sarfetmişti. Ekonomide geçen yılın sonunda %50 seviyesinde olan faiz son 3 Para Kurulu Toplantısında her birinde 2,5 baz puanlık düşüşlerle % 42,5 seviyesine gelen bir faiz döngüsünü görmüştük.
Şubat ayında Merkez Bankası kasasında dolar cinsinden 100 milyar dolar, altın rezervi olarak da 70 milyar dolar olmak üzere 170 milyar dolar rezerv bulunuyordu. Gözaltı kararları ve gerilen ortamın ülke ekonomisine maliyeti ne mi oldu?
2024 yılını kapatırken faiz 47,5 ile kapanmış enflasyon %44 bandında sonlanmıştı. Yıla başlarken 2025 yılı enflasyon hedefi için %25 olan beklenti daha yıl başlarken 28’e revize edilmiş, son yaşanan olaylar sonrası ise %42,5 seviyesine inen faiz son Para Kurulu Toplantısı ile %46 ya çekildi. Üstelik hemen 2 gün sonrası gecelik borç verme faiz oranı ise %49’a çekildi.
Merkez Bankası rezervleri tarafında ise, dolar cinsinden olan rezervlerimiz 40 milyar dolar eriyerek 60 milyar dolara geriledi. Yaşanan gelişmeler karşısında baskı altında tutulması gereken dolar için ülke diyetimiz 40 milyar dolar oldu yani.
Yani ne olduysa 40 gün içinde oldu. 2 yıllık emek, ivmesi aşağı yönlü olan enflasyon ve faiz oranları tepetaklak oldu.
İşin kötüsü uluslararası kredi derecelendirme kuruluşları ve dünya bankası Türkiye için 2025 yılı sonu enflasyon tahminini ise revize ederek %38 seviyelerine çekmiş durumda.
Ülkemde gündem çabuk değişir, dün konuşulanlar bugün unutulur değil mi? Artık unutulmasın, ülkem Rafah seviyesine erişsin, hak, hukuk ve adalet kavramları sadece sözde kalmasın. Güçlünün zayıfı ezdiği bir Türkiye değil, hakkın gözetildiği ve hakkın haklıya teslim edildiği bir ülke olsun. Herkesin hür iradesini yine yasaların el verdiği şekilde ifade edebildiği güçlü bir Türkiye için hepimize çok iş düşüyor. Zor mu bu peki?
Bence değil, millet olarak çok badire atlatmış bir ülkeyiz ve bence bunların hepsi mümkün.
Yeniden kenetlenmeye, bazı süreçleri gözden geçirmeye ve daha aydınlık bir yarın için el birliği ile mücadele etmeye mecburuz.
Sevgiyle kalın.
