Fazlalıkla Gelen Yorgun Yaşam

Günümüz dünyası, sahip oldukça huzur bulacağımız algısını ustalıkla işler zihinlerimize. Daha fazla eşya, daha fazla kıyafet, daha fazla plan, daha fazla hedef… Ama sonunda ne olur? Biriken sadece eşyalar değil, üzerimizdeki baskıdır. Ve fark etmeden yorgunluk da gelir onunla birlikte.

Fazlalık her yerde

Evimizde, Aylarca giymediğimiz kıyafetler, asla kullanmadığımız mutfak eşyaları, duvarları süsleyen ama içimizi açmayan dekorlar.

Zihnimizde, “Bunu da yapmalıyım”, “Bunu da başarmalıyım” düşünceleriyle dolup taşan yapılacaklar listesi.

İlişkilerimizde, Sürdürmek zorunda hissettiğimiz, bizi tüketen bağlar.

Dijital dünyada, Takip etmek zorunda hissettiğimiz hesaplar, biriken e-postalar, gereksiz bildirimler…

Fazlalık sandığımız kadar masum değil. Her fazlalık, enerjimizi çalan bir “görünmez yük” haline geliyor. Seçim yapmamızı zorlaştırıyor, kararlarımızı yavaşlatıyor, huzurumuzu kaçırıyor.

Peki ne yapılabilir?

• Kendine şu soruyu sor: “Bunu hayatımda tutmak, bana gerçekten ne katıyor?”

• Her ay bir köşeni sadeleştir. Eşyalarını, dijital alanını ya da zamanını.

• Fazlalık olan kişilere, alışkanlıklara ve düşüncelere veda et. Yer aç.

Unutma, fazlalıktan özgürleşmek yalnızca alan açmak değil, aynı zamanda nefes alabilmektir.

Sevgiyle kalın. 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir