Plan Yaparken Yaşamayı Unutanlar

Hayat, çoğu zaman bir sonraki adımın planını yaparken kaçırdığımız küçük anlardan oluşur. Takvimler dolu, hedefler net, yapılacaklar listesi sonsuz… Ama ya o “şimdi” dediğimiz anlar? Ya planların arasına sıkışan, gözden kaçan o küçük mutluluklar?

İnsanın kendini güvende hissettiği bir alan vardır: plan yapmak. Çünkü plan, belirsizliği kontrol altına almanın bir yolu gibidir. Oysa yaşam, hiçbir zaman tamamen kontrol altına alınmaz. Ne kadar planlarsak planlayalım, hayat kendi ritmini sürdürür; bazen yön değiştirir, bazen durur, bazen de hiç beklemediğimiz yerden yeniden başlar.

Belki de bu yüzden, “her şey planladığım gibi gitmedi” dediğimiz anlar aslında hayatın bize bir mesajıdır: “Bırak biraz akışta kal.” Çünkü hayat, sadece geleceğe hazırlanmakla değil, içinde bulunduğun ana tanıklık etmekle anlam kazanır.

Birçoğumuz, “bir gün” diyerek erteleriz: Bir gün tatile çıkacağım, bir gün rahatlayacağım, bir gün gerçekten mutlu olacağım… Ama o “bir gün” hiçbir zaman gelmez. Çünkü yaşam, planlarımızın tamamlanmasını beklemez. O, bizimle birlikte akar, değişir, dönüşür.

Elbette plan yapmak kötü değildir; hedefler insanı yönlendirir, disipline eder. Ancak, planın seni yaşama değil, yaşamın seni plana mahkum ettiği noktada bir şeyler ters gitmeye başlar. Gerçek olgunluk, planlı yaşarken spontane olabilmektir.

Hayatın en güzel sürprizleri, plan dışında kalan yerlerde gizlidir.

Ve belki de en doğru plan; bazen hiçbir plan yapmadan, sadece var olmaya izin vermektir.

Sevgiyle kalın.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir