Farkında mısınız?
Yüzyıllar öncesinde hayal bile edemeyeceğimiz kadar bilgi, gıda ve zaman tüketiyoruz. Yapılacaklar listemiz asla azalmıyor, e-mail kutumuz ağzına kadar dolu, iş çıkışı bir yandan kendi ihtiyaçlarımıza, bir yandan çocuklarımızın önceliklerine koşturuyoruz.
Sabah koşarak evden çıkıyoruz, gece tükenmiş bir şekilde yatağa giriyoruz. Ancak bedenlerimiz bu şekilde tasarlanmadığı için sürekli kaygılı ve mutsuz hissediyoruz. “Azın Gücü” diye bir kavram var.
Bu kavram daha az sürede daha fazla iş bitirmeyi değil, doğru şeyleri daha iyi bir şekilde yapmayı vaad ediyor.
Mesela en son ne zaman kendinizi sadece bir projeye verip, ilerleme kaydettikçe bunun keyfini rahat rahat sürebildiniz? Gerçekten tutkuyla ve odaklanarak yaptığınız bir işin ilerlemesini gördükçe mi mutlu oluyorsunuz, yoksa kafanız karma karışıkken aynı anda birçok işe girişip günün sonunda hiçbirinde ilerleme kaydedemeyince mi?
Aza odaklanmanın keyfini sürdükçe aslında daha fazla iş başardığınızı, daha fazla hedefinize ulaştığınızı göreceksiniz. Önceliklerinizi belirleyip önemsiz işleri eledikçe ve sizin için önemli olan şeylere odaklandıkça aslında ilerlemenin ne kadar kolay olduğunu daha iyi algılayacaksınız. Sınırlarınızı çekip gerektiğinde “hayır” dediğiniz için kendinizi suçlu hissetmeyin. Yeter ki motivasyonunuzu ve disiplininizi kaybetmeyin, hedeflerinizi iyi belirleyin ve kendi hayat tarzınıza uyan, gerçekçi bir aksiyon planı hazırlayın. Unutmayın, hayallerinize ve hedeflerinize giden yolda attığınız her küçük ve basit adım, bir başarıdır.
Herkese Sevgiler