Mutlu Olmak İstiyorsanız Kıyas Yapmayın

Özellikle de herkesin tanınma ve başarı için yarıştığı bir iş yeri ortamında, çevrenizdekilerle rekabet etme tuzağına düşmek kolaydır. Bununla birlikte, başkalarını taklit etme noktasına kadar takip etmeye odaklandığımızda, benzersiz kimliğimizi kaybetme ve başka birinin ilhamsız versiyonları olma riskiyle karşı karşıya kalırız. Bu davranış gerçek potansiyelimizi köreltir ve kendimizi daha az otantik hissetmemize neden olur.

İş yerinde, çoğumuz içgüdüsel olarak kendimizi meslektaşlarımızla karşılaştırır, kişisel gelişimimizden ziyade onların başarılarına odaklanırız. Bir dereceye kadar karşılaştırma doğal olsa da, bu enerjiyi kendinizi geliştirmeye kanalize etmek daha sağlıklıdır. Başkalarını kopyalamak yerine, onların güçlü yönlerini öğrenin ve benzer nitelikleri kendi yolculuğunuza dahil etmenin yollarını bulun. Unutmayın: gerçek rekabet, başkalarını geçmek yerine kendinizin daha iyi bir versiyonu olmaya çalışmakla ilgilidir.

Sağlıklı kendi kendine rekabet, kendi ilerlemenizi düzenli olarak değerlendirmek ve sizi ileriye götüren hedefler belirlemek anlamına gelir. Başkalarındaki takdire şayan özellikleri belirleyin ve bu nitelikleri kendi çerçevenizde nasıl geliştireceğinizi düşünün. Bu yaklaşım, bireyselliğinizden ödün vermeden sizi motive eder.

Ayrıca, olumlu bir şekilde büyümeyi hedefliyorsanız, iş yeri dedikodularından ve gereksiz dramalardan uzak durun. Önemsiz gevezelikler sizi hedeflerinizden uzaklaştırabilir ve enerjinizi tüketebilir. Bunun yerine, özünüzde kim olduğunuza dair derin bir anlayış geliştirin. Değerlerinizi ve güçlü yönlerinizi bildiğinizde, dış baskılardan daha az etkilenir ve kendi yolunuza daha fazla güvenirsiniz. Bu öz farkındalık, daha iyi kararlar vermenize yardımcı olacak ve çevrenizdekileri destekleme konusunda sizi güçlendirecektir.

“İkigai” adı verilen ve “varlık nedeni” anlamına gelen bir Japon teorisi vardır. Bu teori, kim olduğumuzu bilmek için kendimiz hakkında öğrenmemiz gereken dört alanı tanımlar.

Bunlar:

• Sevdiğimiz şeyleri tanımlamak.

• İyi olduğumuz şeyleri hatırlamak.

• Çevrenizdeki dünyanın neye ihtiyacı olduğunu anlamak.

• Ne için ödeme yapabileceğimizi belirlemek.

Manevi bir kişi olmak, hırsınız olmadığı anlamına gelmez; sadece bakış açınızı değiştirir.

Bu bakış açısıyla, hala başarılı olmak istiyorsunuz ancak bunu kendinizi harika hissetmek ve başkalarına yardım etmek için yapmak istiyorsunuz. Bu bakış açısı, memnuniyetin yanı sıra genel bir sakinlik ve esenlik duygusu getirir.

Güzel bir gün dilerim .

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir