Zaman

Ne çok duyuyoruz, ne çok kullanıyoruz. Aslında hep iç içeyiz ama bir o kadar da uzak bazen.
Bir kum saati düşün. Her saniye, gözlerinin önünde yavaşça akıp giden o ince kum taneleri gibi. Zaman da aynı böyle akıyor. Tutmaya çalışsan kayıp gidiyor, geri almak istesen mümkün değil. Zaman, geri dönüşü olmayan en değerli şeyimiz. Ama çoğu insan bunu fark ettiğinde çok geç olmuş oluyor.


Bir an dur ve düşün:
Bugüne kadar kaç kere “Bir gün yaparım” dedin? Kaç kere “Henüz vaktim var” diye erteledin? Ya da “Şu an değil, daha sonra” diyerek hayallerini bir kenara koydun? İşte tam burada zamanın acımasız gerçekliği devreye giriyor.

Zaman seni beklemiyor! Tıpkı akıp giden kum taneleri gibi akıp gidiyor.
Zamanın en büyük aldatmacası, sanki sonsuzmuş gibi hissettirmesi. Her sabah uyandığımızda bir günümüz daha varmış gibi geliyor. Halbuki her yeni gün, ömrümüzden bir yaprak eksiliyor.
Bir düşün, çocukken hep büyümek isterdin. Sonra büyüdün ve keşke çocukluk günlerim geri gelse dedin. Üniversite yıllarında “Bir an önce mezun olayım, hayatımı kurayım” dedin ama şimdi belki de en güzel yıllarının o zamanlar olduğunu fark ettin. Zamanı hep bir adım sonrasında aradın ama o hep şu andaydı.

O halde anın farkında ol. Anda kal.

Sevgiyle kalın.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir